KISA BİR AMERİKA’NIN ORTADOĞU POLİTİKASİ ÖZETİ
1973 yılında OPEC, Amerika’ya Arap-İsrail savaşına katıldığı için ambargo koydu. Ambargo ile birlikte petrol fiyatı 3$’dan 12$’a fırladı. Yani o zamanlarki OPEC gücünü siz düşünün.
Hükümet petrol istasyonlarına petrol sağlayamayınca onlar da müşterilerine sağlayamadılar ve strateji üretmek durumunda kaldılar. Mesela bazıları sadece düzenli müşterilerine petrol vermeye başladı. O da yeterli olmadı, hükümet plakalara göre araçların petrol alabileceği zamanları belirlemeye başladı, petrol tasarrufu için hız limitlerini düşürdü ama yine yeterli olmadı. Tabi petrol sadece araçlar için gerekli değildi. Petrol olmayınca elektrik üretimine de sekte vuruldu, sokak lambalarının ışıkları kısıldı. Ve Amerikan ekonomisi çöküşe başladı. Tüm bunların üstüne bir de 1978’de de bu sefer İran devriminin kıvılcımları başladı. Öte yandan Libya da petrol fiyatlarını artıracağını belirtince gerilim ortamı yaşandı ve petrol fiyatları yine tavan yaptı. 16 Aralık 1979’da Iran OPEC’e katılacağını bildirince de artık Amerika için ikinci bir şans yoktu. Halk otobanlarda piknik yapmaya başlamış, insanlar birbirlerinin arabasının deposundan petrol çalıp satar hale gelmişti.
Bu kabusları tekrar yaşamak istemeyen Amerika da Ortadoğu petrollerinin kontrolünü eline almaya karar verdi ve işe Ortadoğu’nun direği Saddam’ı indirip petrolün önünü açarak başladı. Sonrası malum zaten terör odaklı petrol kontrolü.. Şimdi Kaddafi’nin Arap Birliği konuşmasında Amerikalılara sorduğu sorunun cevabını daha iyi biliyoruz “Sahi siz neden Irak’a girdiniz? 11 eylülü İraklılar mi yapti, New York’u İraklılar mı bombaladı? Neden?
Atakan BÜYÜKDAĞ