Bir Fotoğraf vesilesi ile Kırım Savaşı
Kuzey İskoçya’nın dağlık yerlerinde kurulup, Britanya İmparatorluğu ordusuna 1778 yılında katılan ve birçok önemli coğrafyada gerçekleşen kritik savaşlarda yer alan 72. Alay’dan 3 Kuzey İskoçyalı askerin (William Noble, Alexander Dawson ve John Harper), Kraliçe Viktorya’nın Kırım Savaşı kahramanlarının fotoğraflarının çekilmesi talebi üzerine savaş sonrasında çekilmiş bir fotoğrafı, 1856.
Not: Fotoğraf anonim bir sanatçı tarafından renklendirilmiştir. Orjinal hali Edinburg’daki İskoç Ulusal Portre Galerisi’nde sergilenmektedir.
Bu fotoğraf vesilesi ile biraz Kırım Savaşı’ndan da bahsedelim.
Kırım Savaşı bir Osmanlı-Rus savaşından çok daha ötesiydi. Birleşik Krallık, Fransa, ileride İtalya’yı birleştirecek Sardinya Krallığı, Avusturya İmparatorluğu, kısaca Osmanlı’nın mevcudiyeti süresince savaştığı ve savaşacağı birçok önemli güç Kırım Savaşı’nda Osmanlı’nın yanında durdu. Nedeni ise tahmin edildiği üzere Rusları Akdeniz’den uzak tutmaktı.
Kırım Savaşı, Rusların Osmanlı sınırları içerisinde yaşayan Ortodoksların haklarının koruyuculuğunu üstlenme talebinin reddedilmesi üzerine başladı. Bunu bir bahane olarak gören Ruslar, savaş dahi ilan etmeden Eflak ve Boğdan’ı işgal ettiler. Osmanlı, Rusya’ya bir nota verdi, Ruslar notaya gerekli dönüşü yapmayınca da savaş fillen başladı. Rusların, Karadeniz’de Osmanlı donanmasına ait unsurları batırıp Karadeniz’de üstünlük sağlaması üzerine ise Avrupa savaşa dahil oldu. Hem Birleşik Krallık hem de Fransa, Rusya’ya ültimatom gönderdiler fakat Rus İmparatorluğu ve başındaki I. Nikolay bu ültimatomu da ciddiye almadı ve durumu Avrupa adına daha da ciddi bir hale getirerek ordusuna Tuna nehrini geçme emri verdi. Bu emir neticesinde Rusların bu savaştaki politikası artık Tuna monarşisi olarak adlandırılan Avusturya monarşisini de tehdit etmeye başlamıştı. Ruslar, her ne kadar Avusturya’ya 1848-49’da Macar isyanlarının bastırılması konusunda yardım etmiş ve bu nedenle Avusturya’nın kendisine borçlu olduğunu düşünmüş olsa da, Avusturya can damarındaki tehlikeye karşı kayıtsız kalmadı ve Rusya’ya karşı Avrupalı güçlerle ittifaka girdi. Neticede uzun süren savaşların ardından Avrupalı güçler Osmanlı ile birlikte Kırım’a da çıkarak Rusları geri püskürttüler ve I. Nikolay’ın ölümünün ardından yerine geçen II. Aleksandr da barış istemek zorunda kaldı. Paris Antlaşması ile bu büyük savaş sona erdi.
Kırım Savaşı’nın sonuçları hem Osmanlı için hem Rusya için hem de Avrupa için oldukça uzun vadeli ve önemliydi.
Osmanlı, böylesi bir savaşı finanse edebilmek için oldukça yüklü dış borçlar almıştı. Ve sanayileşmemiş olması nedeni ile ekonomik kalkınma hamleleri yapamayan tabiatı ile de bu borçları ödeyemeyen Osmanlı en nihayetinde kurulan Duyunu Umumiye ile birlikte ekonomik özgürlüğünü kaybetti. Yeni Çar II. Aleksandr Rusların yenilgisini araziye değil sisteme ilişkin nedenlere bağlaması ve çarlık rejimini ordu ile birlikte peşi sıra reformlara sokması ise Ruslar için bir dönüm noktasıydı. Rusların 1856’dan sonraki hızlı endüstrileşmesi; ordu reformlarından, serflerin özgürleştirilmesine, köy ve taşra okullarının kurulmasından kasabaların yerel yönetimlere ulaşmasına kadar uzanan bu reformların ışığında gerçekleşti. Kırım Savaşını kağıt üzerinde Osmanlı kazandı, Ruslar kaybetti. Fakat uzun vadede bu sonuçların etkisi kağıt üzerinde gözükenden çok daha farklı, çok daha büyük oldu.
Atakan BÜYÜKDAĞ